30 Ocak 2007

Kartallar ve İnsanlar

Kartal,kuş türleri içinde en uzun yaşayanıdır.70 yıla kadar yaşayan kartallar vardır. Ancak bu yaşa ulaşmak için, 40 yaşındayken çok ciddi vezor bir karar vermek zorundadır.

Kartalın yaşı 40'a vardığında pençeleri sertleşir, esnekliğini yitirir ve bu nedenle de beslenmesini sağladığı avlarını kavrayıp tutamaz duruma gelir.

Gagası uzar ve göğsüne doğru kıvrılır. Kanatları yaşlanır ve ağırlaşır. Tüyleri kartlaşır ve kalınlaşır. Artık kartalın uçması iyice zorlaşmıştır.Dolayısıyla kartal burada iki seçimden birini yapmak zorundadır:

- Ya ölümü seçecektir,
- Ya da yeniden doğuşun acılı ve zorlu sürecini göğüsleyecektir.

Bu yeniden doğuş süreci 150 gün kadar sürecektir. Bu yönde karar verirse kartal bir dağın tepesine uçar ve orada bir kaya duvarda, artık uçmasına gerek olmayan bir yerde, yuvasında kalır. Bu uygun yeri bulduktan sonra kartal gagasını sert bir şekilde kayaya vurmaya başlar. En sonunda kartalın gagası yerinden sökülür ve düşer. Kartal bir süre yeni gagasının çıkmasını bekler. Gagası çıktıktan sonra bu yeni gaga ile pençelerini yerinden söker çıkarır. Yeni pençeleri çıkınca kartal bu kez eski kartlaşmış tüylerini yolmaya başlar. 5 ay sonra kartal, kendisine 20 yıl veya daha uzun süreli bir yaşam bağışlayan meşhur yeniden doğuş uçuşunu yapmaya hazır duruma gelir.

Kendi yaşamımızda sık sık bir yeniden doğuş süreci yaşamak zorunda kalırız. Zafer uçuşunu sürdürmek için, bize acı veren eski alışkanlıklarımızdan, geleneklerimizden ve anılarımızdan kurtulmak zorundayız. Ancak geçmişin gereksiz safrasından kurtulduğumuzda, deneyimlerimizin yeniden doğuşumuzun getireceği olağanüstü sonuçlarından tam olarak yararlanabiliriz..

Güzel bir akşam dilerim..



29 Ocak 2007



GÜNAYDINNLARR :)) GÜZEL BİR HAFTAYA AÇILSIN GÜNÜNÜZ :) SÜPPER BİR MÜZİK EŞLİĞİNDE SİZE GÜZEL EĞLENCELİ BİR GÜN DİLİYORUMM :)))) TÜM GÜZELLİKLERR SİZLEREEE GELSİNNN :))) ÇOOOOOK MUTLUU OLUNN SEFGÜÜ PITIRCIKLARIIII :))))

26 Ocak 2007

Bir varmışşşşş...

Bir varmış bir yokmuş...
Var iken yok olmuş...
Belkide yok olmuş derken var olmuş...

Ne olmuş.. Ne bitmiş kimse bilmez hatta kendi bile bilmez iken...
Zaman su gibi akıp giderken...

Mine her zamankinden daha hızlı gidiyormuş...
Kendini saatin önünde mine'yi kovalarken bulmuş...
Birde bakmış ki zamanın içinde kaybolmuş...
Bir daha da kimse o nu bulamamış..

24 Ocak 2007

kısaca ben :)

Sevgili Handan ve Optio tarafından sobelenen ben :) Kendim hakkında 5 şey yazıcakmışım :) Aslında yazılarımı okuyan beni tanır..çünkü yazılarımın içindeyim aslında ben :)
yazmaya başlıyalım bakalım :)

1) İnsanları,hayvanları,çiçekleri herşeyi ama herşeyi seviyorum..bu sevginin bende nasıl oluştuğunu bilmiyorum..yolda tanımadığım bir insan ya da hayvan için ağlayabilecek kadar ya da üzüntüden aç kalabilecek kadar bir sevgi..ya da kendimi bir çiçekle konuşurken ya da yapraklarını okşarken bulabiliyorum :) sevdiğim insanlara "seni seviyorum" sözcüğünü hiç esirgemiyorum:)) sevmediğim insanları da seviyorum..sevmediğim kimse yok :( çoook kırılmış olmalıyım ki seni svmiyorum diyebilmeliyim :) ama beni mutlu edicek bişey yapmıştır o an tekrar sevdiklerim katogorisine almışımdır :) bazen bu sevgi bana zarar veriyor bunun farkındayım ama elimden birşey gelmiyor.. :(

2)içimde hiç büyümeyen bir çocuk var..bu çocuğa bazen hakim olabiliyorum.. akıllı mantıklı bir kız oluyorum :) bir bakmışım kardeşimden küçük olan ben olmuşum :)) ama çoğunlukla içimdeki çocuğu özgür bırakıyorum..çünkü bu toplumda çok mantıklı insan var (kendilerini mantıklı zanneden :) ) çocuk olmak en güzeli bence abartmadığın müddetçe :))

3) ailemi çok ama çook seviyorum..ve herzaman şükrediyorum bu kadar iyi bir annem ve babam olduğu için ve beni böyle yetiştirdikleri için..kardeşimi canımdan çok seviyorum.. onlarsız bir hayat düşünemiyorum :) Allah bizi ve tüm aileleri birbirinden ayırmasın :) Amin :))

4) haksızlığa gelemiyorum..hiç hemde..yolda hiç tanımadığım bir insanın hakkını bile savunabilecek bir savaşın içinde birden kendimi bulabiliyorum :) ayrıca çok inatçıyımdır :) bende, derler ya hani sarı inadı tuttu diye :D o inadın aynısı var :) bu konuda babanneme benziyormuşum annem öyle diyor :)

5) son açıklamam hayalim olsun :) kendimden bahsedicek bişi yok ben neysem O'yum çünki..maskesiz bir hayatım oldu ve olucak inşallah :)
evet birgün olmasını istediğim en büyük hayalim, çok ama çook zengin olursam :) kocamann ama koocaamann 2 ev yaptırmak istiyorum..bu evlerden birine yolda gördüğüm aç, evsiz barksız ne kadar insan varsa ya da görmediğim ne kadar insan varsa hepsini birden sıcacık bir yuvada istedikleri kadar tutmak ve hepsinin sorunlarına ayrı ayrı yardımcı olmak istiyorum.. şimdi diğer evi soracak olursanız o eve de sokaktaki tüm hayvanları alıcam :) bu evler birbirlerine yakın olucak ve kocamann bir bahçesi olucak bahçede çocuklar yaşlılar dolaşabilirken diğer taraftan hayvanları sevebilecekler :) tamam bu hayal imkansız diyenler oluyor duyar gibiyim :)) ama olsun bu hayal bile beni mutlu ediyor :)

efendim benden bu kadar :) yazacak bişiyim yok benim başka :) zaten yorumlardan anlamışsınızdır bitmeyen bir tezim :D bu yaz biticek inşallah :) ve de hergün gidip geldiğim bir işim var :))

hayatta hep pembe bakmaya çalışıyorum..çünkü olumsuzluklar beni üzüyor..

şimdiii bendeee sobelemek istiyorumm baştaa canımm nilüfer : D, sonraa çileğim,sevgili cemal, ve kayhan bey :D

sevgiyle kalın :))

23 Ocak 2007

Saklı Mutluluk...



Mutluluk nerde saklı?
Bir kusun kanadı mı?
Yoksa bir annenin kucagı mı?
Yoksa yoksa baba ocagı mı?
Ya da yarinin sevdiginin bir gülüsünde,
Bir bakısında olabilir mi?


Yoksa mutluluk denen sey yüreginde mi gizli?


Aslında mutluluk özgürce uçan bir kus..
Bir bakmıssın dogup büyüdügün evin bahçesinde..
Bir bakmıssın evinden çok uzaklarda hayallerinin pesinde..
Kah bir agaç dalında..
Kah yarin omzunda..


Mutluluk güzel kanatlı bir kus..
Kanat çırpsada ayrılıga..

17 Ocak 2007

son...

Fatma'nın birden kalbinin durması, doktorların koşuşturması hemşirelerin çekilin hastanın başından demesi..Veysel hala olayları idrak edemiyordu..Şok geçiriyordu..Can'ı gidiyordu..Nereye gidiyordu?..Daha hayallerini bitirmemişlerdi ki! Nereye bırakıp gidiyordu Fatma..Veysel sadece bakıyordu etrafına ne oluyor burda..Kalp masajı yapılan kişi gerçekten uğruna ölebileceği, hayatını sadece o na adadığı Fatma'sı mıydı?

Fatma'nın kalbini çalıştırmayı başarmışlardı doktorlar..Ama uzun bir süre beyine oksijen gitmediği için Fatma'da çok büyük bir hasar kalmıştı.. 6 ay'a yakın hastanede kaldı..

Fatma artık tanımıyordu kimseyi..Bakıyordu yüzlere ama tanımıyordu onları..Konuşamıyordu..derdini anlatamıyordu..Veysel hergeçen gün biraz daha eriyordu..Yıkılmıştı..Hayat arkadaşı şimdi o na bir yabancıydı..

Veysel artık dayanamadı ve Fatma'yı eve taşımaya karar verdi..Salona mini bir hastane odası kurdu..Hergün serum yapılacak, ilaçlarını alıcak, özel yatakta yatıcaktı..Özel hemşire ayarladı..Fatmasını 24 saat yalnız bırakmıyacak bir hemşireydi..

Olayın üstünden nerdeyse 1 yıl geçmişti..Fatma'da hiç bir düzelme yoktu..Hergün biraz daha farklılaşıyordu.. Murat annesinin bu durumuna yıkılıyordu.. Nişanlıydı ama annesinin düğününü görememesinden endişe ediyordu..
Karar vermişti artık hemen evlilik hazırlıklarına başladı..Annesi hayatta iken düğününü görmesi gerekiyordu Murat'ın..

Fatma küçük oğlunun düğününü de görmüştü..Artık Murat huzurluydu..Annesi onunda yanındaydı evlenirken..

Aradan birkaç gün geçmişti ki Veysel ile Fatma aniden ortalardan kayboldu.. Murat ve Hakan çok şaşırmışlardı bu duruma..Ses seda yoktu anne ve babalarından..

Veysel'de oğullarına haber vermemişti bu ansızın gidişin..Veysel bu gidişin hazırlıklarını önceden yapıyordu oysa..Fatma için özel bir minibüs hazırlamıştı..Karavan tarzı bir minibüstü bu.. Arkada sadece 4 adet tekli koltuk vardı 2'li şekilde karşılıklı hazırlanmıştı..Fatmanın yolculuk esnasında sıkılmamaması için koyulmuş küçük bir televizyon ve mini bir buzdolabı vardı.. Herşey o kadar özenle hazırlanmıştı ki..Yolculuk sırasında O nu rahatlıkla kontrol edebililecekti..

Veysel, Fatma'yı deniz kenarında bir pansiyona götürmüştü..Fatma'nın tüm bakımını tek başına üstleniyordu.. Hergün Fatmayı pansiyonun önündeki banklardan birine götürüyor ve beraber oturup denizi seyrediyorlardı.. Burda 1 hafta 10 gün kaldılar..

Bu tatilin üzerinden fazla bir zaman geçmeden Fatma hayata Veysel'in yanında veda etti..

Fatmanın vefatının üzerinden zaman geçmesine rağmen Veysel hergeçen gün biraz daha içine kapanıyor..Kimse ile konuşmak istemiyordu..

En sonunda bu duruma dayanamayıp, deniz kenarında satın aldığı bir eve taşındı...

Fatmanın ölümünün üzerinden yıllar geçmişti..Veysel şuan 60'lı yaşlarda..Oğullarının yanına gitmiyor..Ayrı bir şehirde deniz kenarında yaşıyor..Oğulları bizim yanımızda kal diyor ama gitmiyor..

Baba tek yaşama o zaman başka biri ile evlen diyorlar..Veysel bir öfke ile bağırıp "ben annenizden başka bir kadını sevemem, sevmemde" bana kimse anneniz gibi güzel kahve yapamaz" ben onsuz bir hayata alıştım.." şimdi bekliyorum yanına gideceğim zamanı" diyor ve konuyu kapatıyor...

En son Murat Abi'nin söyledeği söz ile artık bende yaşlarımı tutamamıştım..14 Şubatta gizlice gelmiş, eşinin mezarını ziyaret etmiş Fatma için aldığı çiçekleri mezarına bırakmış ve sessiz sedasız tekrar şehri terk etmiş..

Bu nasıl bir sevdadır? dedim Murat Abi'ye dönüp o na baktığımda gözleri dolmuştu..Sesi artık titriyordu..

İşte böyle bir sevdaydı Zehra dedi..Artık ne Murat Abi konuşuyor ne de ben O na soru soruyordum..Sadece yola bakıyorduk...

İşte böyle bir sevdaydı bu.. Var mı böyle bir sevda?

devamm..

Mutluydular demiştik en son.. Bu durum hiç değişmedi ki zaten.. Nasıl bir sevdaydı onların yaşıdığı..Bir arkadaş gibi sohbet edebilmenin yanında, sırlarını rahatlıkla konuşurken, birbirlerinin "yar'i" " sevdalısı" " canı" olmayı başarabiliyorlardı..

Zaman su gibi akıp geçiyordu onlar için..Vakit kaybetmenin bir anlamı yoktu..Kısa bir süre içinde evlendiler..Çok geçmeden de ilk oğulları oldu..Adını Hakan koydular. Hakan da babasına benziyordu esmer bir çocuktu..Tombiş sevimli bir bebekti..Etrafına gülücükler saçan bir çocuk oldu hep..

Aradan 2 yıl geçtikten sonra Fatma ikinci oğluna Murat'a hamile kalıyor..Bu süre zarfında Veysel ile Fatma birbirlerini daha iyi tanıyorlar.. Akşamları yemekten sonra bir acı kahve içerken iki çift sohbet etmenin tadına yeni varıyorlardı..Zaman da bu süreçte olgunlaşmalarına yardımcı oluyordu..

Murat ile Hakan ikiz gibi büyüdüler.. Çok efendi iki çocuk oldular.. Önce Hakan sonra Murat babalarının işi olan oto kiralama işine başladılar..Okumayı tercih etmediler..

Hakan genç bir delikanlı olmuştu artık.Evlenme çağı gelmişti..Kısa sürede hemen evlendi..Veysel ve Fatma ilk çocuklarının mürvetini görmenin sevincini öyle belli ediyorlardı ki..Yüzlerine bakan anlardı zaten..

Buarada Murat'ta lisede aşık olduğu Lale ile çıkıyordu.. Onlarda evlenmeyi düşünüyorlardı ama saygı icabı abisini beklemişti..Düğünden sonra ailesine açıldı ve nişanları oldu..

Bu sırada Veysel ve Fatma o kadar mutluydular ki..Bir oğuları evlenmiş torun beklerken diğer oğullarının nişanını yapmışlardı..Veysel işleri oğullarına bırakmış Fatma ile emekliliğin tadını çıkarıyordu..Hergün işe gidiyor fakat akşam üstü 5 gibi eve gelip mutlaka Fatma'nın elleri ile yaptığı kahveyi içip hoş sohbet etmeyi ihmal etmiyordu..

Birgün Fatma halsiz uyandı uykudan..Veysel "ne oldu? neyin var?" dedi..Ama Fatma yok iyiyim dedi ve yataktan fırladı..Yaşları artık ilerlemişti..Fatma ve Veysel 50 li yaşlardaydılar artık..

Fatma güzel bir kahvaltı hazırladı küçük oğlu Murat ve Veysel için.. Fakat Veysel hep Fatma'yı takip ediyordu bir gözlede..Gerçeten iyi mi kötü mü diye!

Fatma dualarla onları işe yolcu etmişti..Ama Veysel hala huzursuzdu Fatma'nın bu haline..Öğlene doğru danamadı ve eve gitti..Fatma şaşırmıştı öğle vaktinde eşini karşısında bulunca..

"Hadi" dedi Veysel.."Hazırlan" "gidiyoruz hastaneye"..Fatma ne kadar iyiyim, hayır gitmem dese de Veysel bu durur mu canınından öte sevdiği insanın hastalanmasına yüreği dayanır mıydı?

Fatma hazırlandı..Alel acele hastaneye gittiler Veysel ile birlikte..Doktoru beklerken Fatma birden fenalaştı.. Doktorlar hemşireler başına koşturdular..

Fatma'nın sevgi ile atan o güzel yüreği sevdalısı, canı güzel Veysel'inin yanında birden duruvermişti..

15 Ocak 2007

gerçek bir hikaye...

Ne kadar sürer bilmiyorum..Gerçek bir aşk hikayesi anlatmaya karar verdim..Arkanıza yaslanın hadi biraz da güzel şeyler düşünün.. Başlıyalım mı :) Hadi bakalım... ;)

Mahallenin en güzel kızıydı Fatma. Uzun boylu, beyaz tenli bir kızdı.. Kumral dalgalı saçları mahalleden her geçişinde genç delikanlıların canını yakardı..Ya gözleri gözlerini gören hayran kalırdı..Yemyeşil badem gibi gözleri vardı.. Herkes Fatma'ya aşıktı ama o bir kişiye aşıktı..


Veysel mahallenin genç delikanlılarından biriydi..O da uzun boylu esmer bir delikanlıydı..İkiside daha küçüklükten sevdalanmışlardı birbirlerine.. Seneler ilerledikçe de sevdaları arttı.. Artık kopamıyorlardı..

Veysel 21 yaşında babası ile çalışan genç bir oto kiralamacısıydı..Fatma ise 19 yaşında bir ev kızıydı..Hayat o kadar güzel bakıyordu ki sevdalarına, böyle bir sevda yaşanmaz tarihte asla deniyordu.


Gizlice sözleşip buluşuyorlardı, haftada sadece 2 gün..Artık sıkılmışlardı bu gizlice buluşmalardan..

Zaman su gibi akıp geçiyordu.. Bir şekilde bu sevdalarını ailelerine açma vakti gelmişti geçiyordu bile..Ama işte korkuyorlardı..


Fatma :Ben söyliyemem.. Veysel annenlere söyle gelsinler, istesinler dedi.
Veysel: Peki sen nasıl istersen dedi..

Aradan fazla zaman geçmemişti ki Veyseller ellerinde çiçek ve çikolata ile Fatmalara giderler.
Olay o gece tatıya bağlanır ve söz yüzükleri o gece takılır..Sonsuza kadar sürecek sevdanın ilk kararlı adımını atmışlardı..

Çok mutluydular..Onların mutluluğu ile herkes çok mutluydu..

11 Ocak 2007



Çaresizdi..

Aslında çare kendisiydi..

Ama ne yapsaydı ? Sevmişti bir kere..

Aslında kendisi de sevmemişti..Seven kalbiydi..

Kalbim sevdi seni dedi..

Tek söz söylemeden gitti..

Arkasına baksaydı kalıcaktı belki.. Ama kalamazdı..

Sen ile ben ruh ikiziyiz derdi..

Neden derdi kendi de bilmezdi..

Aslında mantığı hep hayır derdi..

"Sen ile ben imkansız birer sevgiliyiz" " olamayız" derken..

Ya kalbi! Ya kalbi ne derdi bu aşka ?

Sanırım yaşıyamam sensiz derdi..

Ama yaşanırmış..

Hayat neler alır, neler verirken..

Sen bunları düşünürken...

Belki bu yazıyı okurken..

Kimler geliyor..Kimler geçiyorken..

Kimler ağlıyor.. Kimler gülüyorken..

Hiç düşündün mü? Neler alıyor hayat senden ??

10 Ocak 2007

İYİ Kİ DOĞDUN İYİ Kİ VARSIN :)


İYİ Kİ DOĞDUN DÜNYA İYİSİ ARKADAŞIM İYİ Kİ VARSIN :) TÜM GÜZELLİKLER SENİNLE OLSUN :) YAŞAMIN BOYUNCA MUTLU VE HUZURLU OL :) GÜZEL ARKADAŞIM, GÜZELLİK SANA YAKIŞIR ;) SEN BİR İNSANIN KARŞILAŞABİLECEĞİ EN İYİ DOSTLARDAN BİRİSİN :)

NİCE MUTLU YILLARA... :)
Eskiler erdemin ışığıyla ortalığın aydınlanması için önce devletişlerini yoluna koyarlardı..
Devlet işlerini yoluna koyabilmek için önce ev işlerini yolunakoyarlardı..
Ev işlerini yoluna koyabilmek için önce kendi kendilerine çeki düzen verirlerdi..
Kendi kendilerine çeki düzen verebilmek için önce kendi içlerindeki düzeni yolunakoyarlardı..
Kendi içlerindeki düzeni yoluna koyabilmek için önce düşüncelerini yolunakoyarlardı..
Düşüncelerini yoluna koyabilmek için ise önce bilgi eksikliklerini giderirlerdi..
Konfiçyüs

08 Ocak 2007

GÜNAYYYDINNNNN





GÜNAYYDINNNNNN HERKESEEEEEE HERŞEYEE :) BUGÜN HAFTA BAŞI YUPPİİİ :D İŞLER BİZİ BEKLİYORRR :) EFENİMM PAZARTESİ SENDROMUNDAN ÇIKIN VE BUGÜN YOK YOK BU HAFTA SÜPPER GÜZEL GEÇİCEK DİYİN LÜTFEN ;) HEM AYRICA SİZE HEDİYE PAKETLERİM VAR ;) İÇİNDE NELER Mİ VAR :) NELER YOKKİ :D

BU PAKETLERİN İÇİNDE ÖNCELİKLE SAĞLIK VAR SAĞLIKLI OLMAZSAK HİÇBİRŞEY YAPAMAYIZ Dİ Mİ ;) SONRA HUZUR VAR AMA BU İÇ HUZUR HERŞEYE BENZEMEYENDEN ;) HUZURLU OLMAZSAKTA ÇEKİLMEZ BU HAYAT ;) BEN GÖNDERİYORUM AMA PAKETTE ASLINDA HUZUR SENİN ELİNDE KULLANMASINI İYİ BİLMELİSİN :)

BAKALIM BAŞKA NELER VARRR :) EFENİM BU PAKETLERDE AA BOL BOOL KAZANÇ VAR :) SONRAAAA SEVGİ VAR EN ÖNEMLİSİDE BU SANIRIM Dİ Mİ :) BİRBİRİMİZİ SEVMELİYİZ İNSANLARI İNSAN OLDUKLARI İÇİN SEVMELİYİZ :) HAYVANLARI SEVMELİYİZ DOĞAYI SEVMELİYİZ :) SEVEMİYOSANIZDA LÜTFEN SEVMEYİ DENEYİN :)

BAŞKA BAŞKA EFENİM BAŞKA DAHA ÇOK ŞEY VAR AMA İÇİNDEN SİZLER ÇIKARIN BAKALIM TAMAM MI :) NE İSTİYORSANIZ ÇIKARIN SERBEST :) ÇIKARDIKLARINIZI DA YAZIN BAKALIM :) BİZDE NELER ÇEKMİŞSİNİZ GÖRELİM :))

HEPİNİZE MÜKEMMEL BİR HAFTA DİLİYORUMM :)) VE HEPİNİZİ KOCAMAN ÇOK AMA ÇOOK SEVİYORUM :)

06 Ocak 2007

Yapma Dokunma

Yapma dokunma
Kim dokunduysa sana ona git
Nerde unuttuysan beni orda kal
Ezdirmem kendimi sana

"Yaptım çünkü aşık oldum" deme konuşma
Ona öyle demezler buralarda
Alem inansa sözüne ben inanmam

Beş para eder mi varlığın
Ki yokluğun beni acıtsın
Alem eğilsin önünde, ben eğilmem

Yapma dokunma
Kim dokunduysa sana ona git
Nerde unuttuysan beni orda kal
Ezdirmem kendimi sana

Sen öğrettin bana ağlamayı
Başıma yastık basıp hıçkırmayı
Alem affetse seni ben affetmem

Onlar gibi değilim ben
Adam olmadı hala benden
Alem kölen olsun senin, ben olmam

Yapma dokunma
Kim dokunduysa sana ona git
Nerde unuttuysan beni orda kal
Ezdirmem kendimi sana


not: bu yazı bana bir arkadaşım tarafından geldi ben yazmadım :) kimin yazdığını da bilmiyorum efenim ;)